Arkadaşım şimdi bak. Ben seni niye buraya çağırdım biliyor musun? Benim elimde bir hazine haritası var. İçi altın dolu bir sandığa giden yolu gösteriyor. Emin misin diye soracaksın, evet çok eminim, orada olduğunu biliyorum. Peki neden sana söylüyorum diye merak ediyorsun değil mi? Hayır enayi değilim, sadece altının gömülü olduğu yere giden yolu tek başıma gidemem. Ayrıca sandık büyük ve tek başıma kazıp bunu çıkartamam. Birinin bana yardım etmesi gerekiyor . Yani paranın hepsine kendime istersem tek kuruş bile alamam. Ayrıca sana güveniyorum ve beni yarı yolda bırakmayacağına inanıyorum, çünkü bırakırsan oraya ulaşamam. O yüzden diyorum ki, bana yardım et, bu yola beraber çıkalım. Kaybedeceğimiz tek şey yol ve yemek parası. Ama sandık orda, gömülü şekilde bizi bekliyor, var mısın?
Sevgili iş ortağım, bu harita senin elinde! Hazinen orada ve seni bekliyor. Peki sen bunun farkında mısın? Yoksa kafanda ya bu harita sahte olabilir diye şüphe var mı? Eğer şüphen yoksa sana beraber yola çıkacağın arkadaşına LR’ı aynen bu güven ve kararlılıkla anlatmalısın. Sen hazinenin orada olduğunu biliyorsan, arkadaşın sana “Ben gelmem” dese bile bu seni inandığın yoldan alıkoymamalı; çünkü harita elinde, sandık orada, yapman gereken tek şey başka yol arkadaşları bulmak! LR görüşmelerinde takındığın tavır aynen bu olmalı, çünkü arkadaşın o haritaya bakarak değil, senin öz güvenine bakarak ne yapacağına karar verecek. Bunu anlatırken kafandaki tüm endişeleri bir kenara bırakır ve gülümsemeye çalışırsan en çok istediğin arkadaşlarını yanına alma şansın artar. Olmadı başka yol arkadaşları bulur, yine o sandığı oradan çıkarırsın. Tekrar ediyorum; harita elinde, sandık orada, yol orada, senin gelip almanı bekliyor…