Şimdi bir Boyner mağazası düşünün. İçeride binlerce ürün, bu ürünler konusunda müşterilere yardım eden 10’larca satış elemanı var. Eğer koca mağazada müşterilere destek veren sadece 1 tane satış elemanı olsa Boyner’de bu kadar çok ürün satılabilir miydi? Peki o elemanların nasıl prim kazandığını biliyor musunuz? Siz kabinde ürünlerinizi deneyip beğendikten sonra “verin ben kasaya götüreyim” diyorlar ya? Aslında kasadakilere personel numaralarını söylüyorlar. Ya da kutulu bir ürün aldığınızda üzerine kalemle personal no yazıyorlar. Böylece kasada ödeme yapılırken satışı onların yaptığı anlaşılıyor ve prim alıyorlar.
Siz LR’a üye oldunuz, tek kişisiniz ve elinizin altında 600 tane ürün var. Üstelik Boyner’deki gibi evinizin kapısından yüzlerce müşteri de girmiyor. Bu ürünleri nasıl satacaksınız? Tabiki satış temsilcisi sayısını artırarak. Ama fark şu, siz Boyner’siniz. Bulduğunuz üyeler de sizin satış temsilcileriniz. Onlar satış yaptıkça sizler de prim kazanıyorsunuz. Kendi üyelerini bulan herkes kendi içinde küçük bir Boyner aslında. Bunun nasıl bir fırsat olduğunu hayal edin… Altınızda yüzlerce temsilci var ve siz her yapılan satıştan prim alıyorsunuz. Büyük bir mağazada çalışan sıradan bir satış temsilcisinin asla hayal edemeyeceği rakamları kazanma şansınız var bu işte…
İşte siz üyelik teklif ettiğiniz kişilere böyle bir iş fırsatı götürmüş oluyorsunuz! Bunu katalogculuk olarak niterlendirmek küçük beyinlerin işidir. Lütfen önce siz ne yaptığınızı iyi anlayın ki birine teklif ederken karşısında güçlü durun! Bir hazinenin üzerinde oturuyorsunuz, tek yapmanız gereken şey tırnaklarınızla toprağı kazıyıp onu çıkarmak!
Sorunlar icin önerdiğiniz ürünlerin nasil ve ne sıklıkta kullanalicagini yazarsaniz cok seviniriz